Eğlence
Türkiye’nin Tek Sinema Arşivi
Türkiye Film Arşivi ve Sinema Müzesi, Türkiye’nin “film hazinesini” geleceğe taşımanın yanı sıra hem kültürel çekim merkezi hem yeni yaşam alanı olacak.
Yaklaşık iki yıldır proje çalışmaları süren Türkiye Film Arşivi ve Sinema Müzesinin detaylarına ulaştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünce 2 yıl önce Türkiye’nin film mirasına sahip çıkmak için ilk adımı atılan proje, başkente yeni bir soluk getirilmesi amaçlanıyor.
Bu kapsamda yurt dışındaki örneklerin incelenmesinin ardından ortaya konan proje, film arşivinin yanı sıra sinema müzesi, sinema kütüphanesi, film laboratuvarı, atölye ve sergi alanları, gala salonu, açık hava sineması, kafeterya ve hediyelik eşya bölümü gibi büyük bir yapıdan oluşuyor.
30 BİN FİLMLİK ARŞİV
Türk sinemasında başlangıcından bu güne 6 binin üzerinde uzun metrajlı film çekildiği ancak bunun yaklaşık 4 bin kadarının bugüne kadar geldiği tahmin ediliyor.
Çeşitli kurumların ve koleksiyonerlerin elinde bulunan bu filmlerin Türkiye’de de tek bir çatı altında toplanması ise dünyada “film mirası” olarak adlandırılan bu zenginliğe sahip olduğunu göstermesi bakımından büyük önem taşıyor.
Bu amaçla dünyanın sinemayla tanışmasından hemen bir sene sonra Osmanlı topraklarında kendine yer edinen sinemanın, o dönemlerden itibaren ortaya konan örnekleri bulunuyor. 35 milimetre olarak adlandırılan ilk dönem filmlerde, bir yapım yaklaşık 5-8 kutu filmden oluşuyor ve ağırlığı 30 kilogramı buluyor.
Dolayısıyla artık tarih sayılan bu filmlerin dünya standartlarında korunabilmesi, uygun iklimlendirme ile saklanabilmesi için minimum 150 bin kutuluk arşiv alanı planlanıyor. Böylece, uzun metrajın yanı sıra belgesel, belge film ve kısa filmlerin de bulunacağı için arşivin kapasitesinin 30 bin filmi bulması öngörülüyor.
FİLMLER KARE KARE YENİLENECEK
Türkiye’nin film mirasının saklanmasının yanı sıra bunların restore edilmesi, dijital ortama aktarılması ve kamunun erişimine açılması da önem taşıyor.
Bu kapsamda proje dahilinde bir de film laboratuvarı inşa edilecek. Bu laboratuvarda, yurt içinde 50 bin liraya, yurt dışında 50-100 bin avroya mal olan bir filmin restorasyonu, devletin imkanları çerçevesinde gerçekleştirilebilecek. Gerekli donanımların alımlarının başladığı laboratuvarda insan kaynağı ise Bakanlık tarafından eğitim alması için yurt dışına gönderilen uzmanlarca sağlanacak. Bu uzmanlar kare kare her filmi temizleyerek film mirasını geleceğe taşıyacak.
SİNEMA MÜZESİNE SANATÇILARDAN BAĞIŞ
Projenin en önemli unsurlarından müzede ise Türk sinemasının başlangıcından beri kullanılan kameralardan, film makinelerine, afişlerden sanatçıların eşyalarına “yedinci sanatın” tarihini yansıtan materyallere yer verilecek.
Gayri resmi çalışmaları başlatılan müzede, “Türk sinemasının sultanı” Türkan Şoray ile yapılan görüşmeler neticesinde sanatçının bütün elbiselerini müzeye bağışlaması bekleniyor.
BAŞKENT SİNEMANIN “GALA” MERKEZİ OLACAK
Türkiye’de “gala salonu” eksikliğini giderecek iki sinema salonu hizmete girecek. Bu salonlardan biri Avrupa’nın en büyük yüksek boyutta ve netlikte görüntü kapasitesine sahip (Imax) salonu olarak 550 kişi kapasiteli olacak.
Tamamen “kırmızı halı” törenleri ritüeline uygun yapıda hazırlanacak gala salonu sayesinde, Ankara sinema sektörünün yeni çekim merkezi özelliği kazanacak. Bu sayede, yerli filmlerin yanı sıra yabancı filmlerin Türkiye’deki ilk gösterimlerinin de burada yapılması amaçlanıyor.
AMATÖR SİNEMACILAR İÇİN ÜCRETSİZ TEKNİK DONANIMLAR
Türkiye Film Arşivi ve Sinema Müzesinde, sinemayla ilgili tüm yayınların bulunacağı Sinema Kütüphanesi de yerini alacak.
Amatör sinemaseverler için de ayrıcalıklı bir imkan sunan projeyle film çekimini tamamlayan kişiler, kurgu yapmalarını sağlayacak her türlü teknik donanımın bulunduğu odayı ücretsiz kullanabilecek.
Bu sayede gençleri, amatörleri sinemaya teşvik edecek, işlerini kolaylaştıracak ve sinemayı geliştirilmesi amaçlanıyor.
“2017’DE AÇILMASI PLANLANIYOR”
İlköğretim öğrencilerinin de unutulmadığı projede, okullardan buraya düzenlenecek gezilerle çocuk yaşta sinema sevgisi aşılanması hedefleniyor. Bununla birlikte, çocukların sinemayla ilgili çeşitli eğitimler alabilecekleri atölye salonları da yapı içinde tasarlanıyor.
Türkiye Film Arşivi ve Sinema Müzesinin her yaş grubuna ve her kesimden insana hitap edecek, ailelerin birlikte zaman geçirebilecekleri 365 gün yaşayan bir yapı haline getirilmesi amaçlanıyor. Bu amaçla ziyaretçilerin sinema dışında müzik, güzel sanatlar gibi farklı sanat dallarında da etkinliklere imkan sağlanacak.
Ankara’da Ümitköy civarında 8 dönümlük arazinin bahar aylarında temel atılması 2017’de ise açılması planlanıyor.
“MEKANIN RUHU”
Sinema Genel Müdürü Cem Erkul, AA muhabirine, uzun zamandır üzerinde çalıştıkları projeyle insanların zannettiğinden daha hoş, daha şaşırtıcı, daha mutlu edici bir şeyler yapmak istediklerini söyledi.
Bu yapıyla insanların gönlünde değer oluşturmayı hedeflediklerini belirten Erkul, “Bu gönüllere vurulacak bir mühürdür. Nasıl ki Selimiye Cami Edirne’de mühürse öyle bir mühürden bahsediyorum. Yaptığımız işin sinema boyutundan ziyade insani boyutu önemli. Oranın kendine ait bir ruhu olacak ve o ruhu yaşayanlar bilecek, sevecek ve asıl o zaman bir anlam ifade edecek” diye konuştu.
Erkul, yapının dünyanın en güzel örnekleri arasına gireceğini belirterek, “Zor bir süreçten geçiyoruz çünkü zor bir inşaat. Yapısı, coğrafi konum, arazi olarak zor ama bu dezavantajlar yapım tamamlanınca avantaja dönüşecek” ifadesini kullandı. Arazinin hilal formunda olması nedeniyle inşaatın bir kısmının toprak altında olacağını bildiren Erkul, bunun arşivin iklimlendirilmesi için önemli olduğunu söyledi.
“SİNEMA İKLİMİ OLUŞTURULMALI”
Erkul, sinemanın objelerinin bile insanların anılarında önemli yer tuttuğuna işaret ederek, müzenin bu anlamda büyük bir boşluğu dolduracağını dile getirdi.
Yapının etrafındaki geniş arazinin Sinema Ormanı olarak düzenlemek istediklerini de bildiren Erkul, Hollywood’un kaldırımdaki yıldızları gibi sanatçılar adına ağaç dikilebileceğini ifade etti.
Erkul, projenin Türkiye’nin vizyonu için de büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Nasıl ki ‘7 güzel adam’ deniyor… Onlar şiir, edebiyat iklimi varken yetişti, yokken yetişmez.. İşte bu görsel işitsel alanda da bir iklim oluşturma gayreti lazım. Devletin temel görevinin bu olduğunu düşünüyorum. Bu işin parayla da alakası yok. Siz yeter ki iklimi sağlayın doğru şeyler, güzel şeyler yetişir. Bizim temel hedefimiz sinema üretme iklimini doğrusuyla yapabilmek çünkü kendi seyircimizi tekrardan üretemezsek var olamayız” diye konuştu.
0 yorum