Psikoloji
Ağlamak Güçsüzlüğün Belirtisi Midir?
Ağlamak Güçsüzlüğün Belirtisi Midir?
Ağlamak; yaşanan olaylar karşısında bir üzüntü halinin ya da sevinç halinin dışa vurumudur. Kadınlar en sık ve kolay ağlayan canlılardır. Ağlamak; kadının duygusalılığından ya da acizliğinden mi ileri gelir, yoksa güçlü olmasından mı? Erkekler genelde bu durumu güçsüzlük ve acizlik olarak kabul etseler dahi; kadın duygularının gücünden ötürü ağlar. Bunun yanında şeffaf olmasından ve saklayamadığı her türlü duygusunu dışa vurabildiği için ağlar. O nedenle kadınlar daha güçlüdür. Ağlayarak kendilerini yenileme ve dayanma gücünü daha da sağlamlaştırırlar.
Hissedilen duygularda yalan olmaz, açıklık ve netlik olur. Kadının canı fiziksel olarak yandığında değil; ruhen canı yandığında daha çok ağlar. Çünkü; duygular açısından oldukça derindirler ve yaşadıkları her olumsuzluk onların yüreklerinde yaralar oluşturur. Bu yara sürekli kanar ve en umulmadık anda dahi ortaya çıkarak; ağlamaya dönüşebilir. Kadınlar duygularından dolayı zayıf olarak yaratılmış diye bilinir. Oysa kadın; bir aileyi ayakta tutan onca işle baş eden ve bir çok çocuk yetiştiren, bir sürü acı gören kadın her daim ayakta olan kişidir. Sadece ağlamakla güçsüz olunsaydı; bugün kadınlar bu kadar yükü taşıyamazdı.
Ağlamak; içinde yaşanan zehri dışarı akıtarak yenilenmektir. Güçsüzlük değil bilakis güçlü olmaktır. Duygularını gösterebilen kişiler gerçekten insandır. İçinde sakladığın her şey dışına vurduğun kadarının daha fazlası demektir. Yalın olmak ve hayatın getirdikleri karşısında özgürce içinden geldiği gibi davranmak ve duygularını gösterip ağlamak gücün ta kendisidir.
Sonuçta insanız ve iyi ya da kötü yönlerimizle bir bütünüz. Bu bütünlüğün özü çocuk kalan yönümüzde saklıdır. Çocukların hep ağlamalarının nedeni saflık ve yalınlık değil midir? İşte kadınlar da o saflığı her daim duygularıyla dışa vurabilen; gücüyle dayanabilen canlılardır.
0 yorum